Bilhikem 6. Sempozyum Kitapçığı
Civilization kavramının bir muadili olarak tercih edilen medeniyet, ilk çıkış itibariyle şehirleşmenin bir karşılığı olarak kullanılmakla birlikte zaman içinde Batı’nın hegemonik gücünün bir propagandasına dönüşmüş ve insanlığın geri kalan birikimini adeta ötekileştirmiştir. Halbuki medeniyet yürüyüşü yeni bir şey olmayıp ilk insanın yeryüzündeki macerasıyla başlayan ve kendi içinde çeşitli kırılmaları ve ilerlemeleri olan doğal bir süreçtir. Dolayısıyla egemen Batı paradigmasının dayattığı gibi yeni bir merhaleden ziyade kökeni semavi olan bir gelişmeyi, değişimi ve dönüşümü simgelemektedir. Bu merhalenin kemâlât boyutunu Mescid-i Nebevi’nin Yesrib şehrini Medine’ye dönüştürmesiyle başlatabiliriz. Dönüşüm “ülfet” ve “ünsiyet” merkeze alınarak gerçekleştirilmiştir. Böyle bir gerçeklik şehri, “ben ve ötekilerin” itihamından değil “biz ve henüz bizden olmayanların” ittifakından meydana getirmiştir. Elde edilen müktesebat kısa bir sürede mevzuata kapı aralamış ve şehrin neliğine vurgu yapan müesseselerin doğumuna ortam hazırlamıştır. Mescid merkezli medine anlayışının ilk meyveleri Kufe, Basra ve Fustat kentlerinin kuruluşunda sergilenmiştir. Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı birikimi de mevcut mirasın gelişmesine, coğrafyaya ve şartlara göre şekillenmesine katkı sağlamıştır. Bu medeni tecrübe adeta insanı insanın ilacı kılarak doğayla da bir birliktelik kurmasını ve ona yabancı kalmamasını mümkün kılmıştır. Zira günümüz uygarlığı insanı insanın kurdu olarak takdim ederek çevre üzerindeki tahribatını da meşrulaştırması dikkate alındığında Müslüman medeniyet birikimine duyulan ihtiyaç aşikâr bir biçimde hissedilmektedir. Tahribatın temsilini 19. Yüzyıl Avrupası’nın sömürgecilik anlayışında müşahede etmek mümkündür. Avrupa insanlığın tecrübesini kendi kapitalist gayeleri için kullanarak adeta dünyayı insan arzularının sömürgesi haline getirmiş ve bu da gezegenimizi iflas noktasına doğru adeta sürüklemektedir. Gelinen nokta medeniyetin tabiatla uyumlu olmasını ve yıkıcı heveslerinden arınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Genç araştırmacıları bir araya getirerek ilmî çabalarını sunmaya imkân sağlayan Bilhikem, çağımızın mezkur sorununa ilişkin bir teklif takdim etmeyi amaçlamaktadır. Uluslararası 6. Bilhikem Öğrenci Sempozyumu’nun ana teması olarak belirlenen “Medeniyet ve Şehir” başlığı çerçevesinde “hangi medeniyet ve nasıl bir şehir” tartışmalarına ilişkin teklifler sunulmuştur. Edebiyattan sanata, tarihten mimariye, tiyatrodan teknolojiye birçok alt başlığı içeren 21 yayın bahse konu tekliflerin birer tezahürleridir. Bu zorlu sürecin başarıya ulaşmasında katkıları olan başta düzenleme kurulu olmak üzere yazarlara ve paydaşlara teşekkür ederiz.
Düzenleme Kurulu adına;
Doç. Dr. Ercüment TOPUZ – Doç. Dr. Mustafa ÖKSÜZ